
Bir istiridyenin kıymetli incisini sakladığı gibi saklarım seni...
Sen beni, benim inanmışlığımla sınadın.
Ve Tanrı, hüzünlü kadınların gülüşüne sakladı ay ışığını.
Bana anlatmadın, en çok ben anlarken.
İlk haline aşık, son haline kırgınım.
Aklımdan geçme ki yürek duymasın.
Çok sevdiğim bir yalandın
Gece vakti bir şeylere mecalin kalmadığı zaman yakmış olduğu sigaraya sarılıp yatar insan.
Anne, bana yeni bombalar al biraz, biraz kafamı dağıtmaya ihtiyacım var.
Sonra günü gelir, zaaf zannettiğimiz herşeyden vazgeçeriz...
Senin ona verdiğin değer kadar güzeldir kadın
Bütün geceyi uykusuz geçirmene sebep olan şeyleri bir nefeste anlatamazsın, önce içine atarsın sonra susarsın...
Olağanüstü şeyler gördüm; ama çözemediğim tek gizem, kalbimin neden hâlâ senden vazgeçemediği.
Belki bir deniz kenarında el ele maziyi konuşacağız...
Gel ayağını bas yeşillensin içimdeki sahra çölü.
Bazen sevgiye, güvene kapılırız zaman ayırırız bir bakarız ne sevgiden eser ne de güvenden eser kalır bu yüzdende ne sevgiye güvenimiz kalır nede güvene sevgimiz. İyi geceler...
Yorgunum fakat duy diye sesim gür hâlâ.
Parmaklarımla sevmek istiyorken yüzünü, parmaklarım gün sayar oldu göremediğim yüzüne...
Benim hep hayallerim uçtu baba, uçurtmam değil...
Gözümden geçtin yine, karanlıklarım ağladı sensizliğe...
Dokunamadığın birini özlüyorsan, özlediğin kalbine dokunmuştur çoktan...
Şöyle düşünün biraz, herkes aynı geceyi yaşıyor ama karanlıkları farklı...
Unutma her gidiş bir ayrılık değildir, çünkü bazen ne kadar uzağa gidersen git. Yüreğin hep aynı yerde kalıyor...
Geceye söz bırakacak kadar beni neden üzdün.